
Laparoskopi yöntemi kullanılarak çikolata kisti alınmaktadır. Söz konusu ameliyatı bu alanda uzman olan ve yeterli doktorlar tarafından yapılmalıdır. Bu ameliyatlarla ilgili ülkemizde giderek daha fazla eğitim verilmektedir. Bu ameliyatlar hiçbir şekilde açık olarak yapılmamalıdır.
Çikolata kistinin oluşumunda beslenme tarzı, sigara kullanımı, iş stresi gibi faktörler etkili değildir. Söz konusu hastalığın oluşumunda en önemli neden genetiktir. Rahim içinde bulunan dokunun rahme yapışması, rahim ve vajina arasında ya da rahim ile makat arasında bir noktaya ilerleyen doku kadınları son derece rahatsız edebilmekte, ağırlık oluşturabilmektedir.
Çikolata kistinin belirtileri değerlendirildiğinde genellikle hiçbir belirti olmadığı söylenebilir. Kısırlıktan dolayı başvuran kadınların üçte birinde söz konusu hastalık görülebilir. Bu hastalığın 3 aşaması bulunmaktadır. Son aşamada tüm organları birbirine yapıştıran bir aşama söz konusu olacaktır.
Genellikle adet dönemlerinde ağrı olması, cinsel ilişkide ağrı olması, karın bölgesinde ağrının olması, adet öncesi kahverengi akıntılar, adet sırasında süren kahverengi akıntılar söz konusu hastalığın bilinen belirtileri arasında bulunmaktadır. Çikolata kistinin kimlerde daha çok görüldüğü de merak konusudur. Belirli bir yaş grubu söz konusu değildir. Kadınların adet görmesi yeterlidir. Doğum yapan kadınlarda ya da doğum yapmamış olan kadınlarda da bulunabilir. Gebe kalmayı engelleyen bu hastalık kısırlığa neden olabilir. Hamile kalan kadın adet görmediği için hastalığın ilerlemesi söz konusu olmayabilir ama kistte küçülme de beklenmemektedir.
Çikolata kisti tedavisinde başarının kesin olup olmadığı da merak edilmektedir. Uygulanan cerrahi yöntemler sebebi ortadan kaldırmayacaktır. Bu nedenle tekrarlandığı görülmektedir. Tekrarlamaması için yapılan yöntemler kadını kısırlaştıracaktır. Bu nedenle de uygulanmamaktadır. Kadının çocuğu olmuyorsa 6 ay beklenmeli, gebe kalmalıdır. Gebelik süresinde hastalık ilerlemeyecektir.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler