Kalb hastalıklarıyla İlgili Araştırmalar
bilim
internet
kalp
kalp krizi
kemik erimesi
tıp
Published on
Cumartesi, Kasım 26, 2011
By:
Bilgialem
In:bilim, internet, kalp, kalp krizi, kemik erimesi, tıp
Kalb Yetmezliği Kemik Erimesiyle Bağlantılı Olabilir
Yeni bir araştırma, kalb yetmezliği bulunan insanların % 12'sine kadar olan kısmında kemik erimesi ve omurga bası kırıkları (kemik hastalığının belirtisidir) bulunabildiğini gösterdi. Neticeleri; Circulation: Heart Failure dergisinde yayımlanan çalışmaya kalb yetmezliği bulunan 612 hasta katıldı. Hastaların % 12'sinde omurga bası kırığı vardı ve bu kırıklar vakaların % 55'inde birden fazlaydı. Bu gibi kırıklar kemiklerin daha az yoğun ve daha kırılgan olduğu kemik erimesinin (osteoporoz) belirtisi olabilir. Kemik erimesi bulunan hastalarda hususiyle kalça, omurga ve bilek kırıkları artar. Araştırmaya katılan hastaların ortalama yaşı 69'du ve % 31'i kadındı. Araştırmacılar omurga kırığı olan kalb yetmezliği hastalarının sadece % 15'inin kemik erimesinden dolayı tedavi edilmiş olduğunu tespit ettiler. Bu yüzden uzmanlar; kalb ve akciğer hastalıkları için röntgen filmlerine bakan hekimlerin kemiklere de dikkat etmeleri gerektiğini belirtmektedir. Çünkü erken teşhis konulup tedaviye yoluna gidilirse, kırık görülme nispeti yarı yarıya kadar azalmaktadır. (WebMD Health News 10.05.2011)
Kalsiyum Hapı Kullanan Kadınlarda Kalb Krizi Riski Artabiliyor
Yeni Zelanda'da yapılan bir çalışmada kalsiyum desteği alan 16.718 kadın, kalb problemleri açısından incelendi. Neticede ister D vitaminiyle beraber ister D vitamini olmadan kullanılsın, kadınlarda kalsiyum haplarının kalb krizi ve inme riskini artırabildiği gösterildi. Araştırmacılar, kalsiyum kullanımına bağlı olarak kanda kalsiyum seviyesinin birden yükselmiş ve bunun da pıhtılaşma anormalliklerini artırarak kalb krizi riskini artırmış olabileceğini düşünüyor. Bu yüzden hususiyle orta yaşlı ve yaşlı kadınlarda kalsiyum kullanımının tekrar gözden geçirilmesi gerekiyor. Kalb krizi riski kemik erimesi riskinden fazlaysa belki de bu kadının kalsiyum kullanmaması daha uygun olacaktır. Araştırmacılar: "Eğer kalb krizi riskiniz fazlaysa, kalsiyum kullanmayı daha dikkatli şekilde düşünün." demektedir. Bununla beraber, mübalâğa edip kalsiyum kullanımını tek başına bir kalb hastalığı risk faktörü olarak ele almak da doğru değildir. Çalışmanın neticeleri British Medical Journal'da yayınlandı. (WebMD Health News 19.04.2011)
Kalıcı Beyin Hasarını Önlemede Yeni Bir Teknoloji: Geniz Boşluğundan Beyni Soğutma Sistemi
Günümüzde kalb krizine veya kazalara bağlı kalbin durması gibi hâdiseler, çok sık görülmektedir. Kalb atışları durduğunda, zarar görecek ilk organ beynimizdir. Soğuk biyolojisi üzerine yapılan araştırmalar, beyin hücrelerinin metabolizmasını yavaşlatmada sıcaklığı düşürmenin (hipotermi) önemli olduğunu gösterdi. Beyin hücrelerinin metabolizması hipotermiyle yavaşlatıldığında, otomatik olarak hücrelerde toksik maddelerin birikimi de önlenmiş olur. Çünkü beyinde kalıcı hasar oluşturan ana faktör, beyin hücrelerinde kaza sonrası biriken toksik maddelerdir.
Hâlihazırda hipotermi oluşturmada çeşitli teknikler kullanılmaktadır. Bunlardan biri, damara girebilecek ince soğutulmuş tüpleri, beyne giden ana toplardamar içine cerrahî yolla yerleştirmek, böylece beyne giden kanı soğutarak hipotermi oluşturmaktır. Bu teknik, hem cerrahî olduğundan hem de uzmanlık gerektirdiğinden uygulanması sınırlı; yaygın kullanımı da düşüktür. Bir başka kolay teknik de, soğutulmuş battaniye veya bezle yahut buz kalıplarıyla deri yüzeyinden soğutma yaparak, hastanın kafa sıcaklığını düşürmeye çalışmaktır. Bu tekniğin uygulanması kolay olmakla birlikte, verimliliği düşüktür. Bundan dolayı daha tesirli ve pratik yeni tekniklere ihtiyaç vardır.
Araştırmacılar, hızlı buharlaşabilen, hastaya zarar vermeyen, soğutucu bir sıvı buldular. Bu sıvı püskürtüldükten sonra soğutucu kabarcıklara dönüşerek hızla buharlaşma özelliği gösteriyordu. Sözkonusu sıvı, beyne giden damarlardaki kanı soğutarak dolaylı yoldan beyin hücrelerini de soğutuyordu. Daha sonra bu sıvıyı, burun içine yerleştirilen tüplerden geniz boşluğuna püskürtebilen Rhinochill isimli bir cihaz geliştirildi. Bu cihaz paramedik kimseler tarafından kolayca takılabilir. Kısmen burun içi spreye benzeyen cihaz, burna yerleştirilen tüplerden, hastanın genzine buharlaşabilen soğutucu sıvı kabarcıklar püskürtür. Hasta evden veya kaza yerinden hastaneye getirilinceye kadar, hayatı riske atacak beyin hasarlarının oluşması, bu cihazlarla daha kolay ve etkin şekilde önlenebilecektir. Bu cihaz, bilhassa kaza sonrası ilk 20 dakika içinde takıldığında, önemli bir koruyucu tesir sağlanabilecektir. Bu açıdan ambulanslarda bu tür pratik soğutucu cihazların kullanılması, önümüzdeki yıllarda yaygınlaşacaktır.
2010 yılında kalıcı beyin hasar riski oluşması yüksek 200 hastaya takılan ve uygulanan bu yeni soğutma tekniğiyle hastaların % 15'inde kalıcı beyin hasarı oluşumu önlendi ve hayata geri dönmeleri sağlandı. Cihazı geliştiren firma, iki yıl içinde Amerikan Gıda ve İlâç Kurumu'ndan yaygın kullanım için izin almayı ümit etmektedir.
Damar içine cerrahî müdahale gerektirmeden sadece burna yerleştirilen tüplerle beyni geniz içinden soğutma cihazı, kalıcı beyin hasarını azaltmada yeni bir teknolojidir. Beyne giden kanı soğutucu, buharlaşabilen bu sıvıyı burun deliklerinden püskürtmeyi başaran araştırmacılar şimdilerde, burun deliklerinden beyne soğutulmuş hava (oksijen) gönderme teknikleri üzerinde çalışmaktadır.
Bu tür tıbbî teknoloji sahasındaki yeniliklerin bize dolaylı olarak işaret ettiği mânâlardan biri, insanın başına gelen kaza ve hastalıkların olumsuz tesirlerini, en aza indirgemenin potansiyel olarak mümkün olduğudur. Ayrıca fiilî dua olarak yapılması gereken şey, Yaratıcı'nın insanın fıtratına koyduğu merak, bilme ve anlama kabiliyetlerini aktifleştirmek ve bir ekip içinde vazife taksimi yaparak araştırma yapmaktır. Araştırmalar neticesinde bulunan faydalı çözümlerle de, hem Allah'ın Şâfi (şifa veren) isminin tecellisine vesile olmak, hem de, var oluştan itibaren bize verilen nimetlerin farkına vararak, yeni tefekkür sofraları kurmaya çalışmaktır.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler