Psikiyatrik hastalıklar, ilaç kullanımı, sigara, çay ve kahve tüketimi gibi nedenlere bağlı olarak uyku sorunları görülebiliyor.
Uyku problemi yaşayanların yüzde 10-20’sinde kronikleşme ortaya çıkıyor.
Uyku bozukluğunun temelinde yatan nedenler basitten başlayarak çok daha komplike olanlara kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Çözümlenemeyen gündelik yaşam sorunları, psikiyatrik bozukluklar, yaşlılık ve kullanılan ilaçlar uykusuzlukta etkili oluyor.
(Yaşadığımız yüzyılın temposundan çoğumuzun “uyku hijyeni” etkileniyor. Uyku bozukluğunu birçok kişi az uyumak, ya da uyuyamamak diye nitelendirse de çok fazla uyumak da bir sorun olarak kabul ediliyor.)
UYKUSUZLUK TİPLERİ
Uykusuzluk; uykuya dalamama, uykunun bölünmesi ya da erken uyanma biçiminde ortaya çıkabiliyor. Uykusuzluğun bir belirti olduğuna işaret eden Dr. Nalan Ertaş, “Uykusuzluk; psikiyatrik, tıbbi hastalıklar ya da spesifik uyku bozukluklarıyla birlikte görülse de çoğunlukla psikiyatrik ve psikofizyolojik kökenlidir” diyor ve devam ediyor:
“Uyku süresinin uzaması, sabah kolaylıkla uyanamama ve gündüzleri uyuklama durumudur. Bu hastalar, uygun olmayan ortam ve koşullarda, örneğin araç kullanırken, okulda, işyerinde, sosyal etkinliklerde uyuyakalırlar. Daha uzun süre uyumakla bu yakınmaları düzelmez; sabah yorgun uyanırlar, bir konuya yoğunlaşmakta ve dikkatlerini sürdürmekte zorluk çekerler. Sebepler arasında uyku apneleri, narkolepsi, birçok psikiyatrik, medikal ve nörolojik hastalık, ilaç ya da alkolün kötüye kullanımı sayılabilir.
Uykuda ortaya çıkan anormal durumlar arasında, uykuda yürüme, konuşma, kabuslar görme, gece işemesi, diş gıcırdatma, REM uykusunda davranış bozukluğu, periyodik bacak hareketleri, uykuda epileptik nöbetleri görmek mümkün.”
“Uyku apnesi kandaki oksijen miktarını azalttığı için beraberinde kalp hastalığı, yüksek tansiyon, cinsel işlev bozukluğu gibi birçok soruna neden olabilir. Uykuda diş gıcırdatma, yürüme, konuşma, kabuslar, gece işemesi gibi uykuda ortaya çıkan anormallikler ergenlik çağındakilerde, ailesel yatkınlığı olanlarda ve psikolojik etkenlere bağlı olarak görülür. Bu yakınmalar seyrek olmayarak uykuda ortaya çıkan epilepsi (sara) nöbetleri ile karışır. Çünkü bazı sara tipleri yalnızca uyku sırasında kendini gösterir. Uykuda periyodik bacak hareketleri hastalığı kansızlık, üremi, şeker hastalığı, hormonal düzensizlikler, bel ve boyun fıtıklarında daha sık görülüyor.”
TEDAVİDEKİ BAŞARI
Tanı konulduktan sonra uyku bozukluğunun tipine göre tedavi planlanıyor. Geçici ve kısa süreli uykusuzluklar ile kronik uykusuzluklarda tedavi yaklaşımı farklılık gösteriyor. Geçici ve kısa süreli uykusuzluklar hipnotik ilaçlar ve davranışsal tekniklerin uygulanması ile düzeltilebiliyor. Dr. Nalan Ertaş uyku bozukluğu tedavisinde çok yönlü yaklaşımın önemine işaret ediyor:
“Uyku poliklinikleri kulak-burun-boğaz, nöroloji, psikiyatri, göğüs hastalıkları ve iç hastalıkları bilim dallarından biri ya da birkaçını ilgilendiren uyku bozukluklarına çok yönlü bir yaklaşımın yapılabildiği yerlerdir. Gerektiğinde hasta bu bilim dallarından birine yönlendirilerek tedavisi sağlanır. Uyku-apne hastalığında uyku polikliniği, kulak burun boğaz bilim dalı ile yakın iletişim içinde çalışılır. Polisomnografi sonucuna göre hasta değerlendirilerek tedaviye karar verilir. Tedavide geniz, yumuşak damak, dil kökü gibi üst solunum yolları üzerinde bulunan anatomik bozuklukların cerrahi yöntemlerle düzeltilmesi, ağız içi araçların kullanılması ya da basınçlı hava üfleyen maskelerden yararlanılır. Uykuda görülen konuşma, yürüme ve anormal davranışların epilepsi nöbetlerinden ayırdedilebilmesi için poligrafik uyku vazgeçilmez bir incelemedir. Epilepsi tanısı konulmuş ama tedaviye iyi yanıt alınamamış hastalarda da uykuda EEG incelemesi yapılması daha iyi bir tanı ve tedavi yaklaşımı sağlar. Parasomniler genellikle iyi huylu durumlardır ve bunlarda seyrek olarak ilaçla tedavi gereklidir.”
Rahat ve geniş bir yatakta yatın.
Uykunuz gelmeden yatmayın.
20 dakika içinde uykunuz gelmezse kalkın.
Aynı saatte yatıp aynı saatte kalkın.
Saat 19.00’dan sonra çay, kahve ve kola tüketmeyin.
Akşam ağır egzersiz yapmayın.
Uyku problemi yaşayanların yüzde 10-20’sinde kronikleşme ortaya çıkıyor.
Uyku bozukluğunun temelinde yatan nedenler basitten başlayarak çok daha komplike olanlara kadar geniş bir yelpazeye yayılıyor. Çözümlenemeyen gündelik yaşam sorunları, psikiyatrik bozukluklar, yaşlılık ve kullanılan ilaçlar uykusuzlukta etkili oluyor.
(Yaşadığımız yüzyılın temposundan çoğumuzun “uyku hijyeni” etkileniyor. Uyku bozukluğunu birçok kişi az uyumak, ya da uyuyamamak diye nitelendirse de çok fazla uyumak da bir sorun olarak kabul ediliyor.)
UYKU BOZUKLUĞU
“Uykuya dalma, uykuyu sürdürme ve sonlandırmayla ilişkili durumlara bağlı olarak uykunun dinlendirici ve sağlıklı olamamasına, bunun sonucunda gündüz uyanıklık zamanının sağlıksız geçirilmesine neden olan tüm rahatsızlıklara uyku bozukluğu diyebiliriz. Amerikan Uyku Bozuklukları Birliği’nin 1997 yılında yaptığı sınıflandırmaya göre 88 çeşit uyku bozukluğu olduğu biliniyor. Bunları birkaç büyük grupta toplarsak tüm uyku bozukluklarını uykusuzluk, uyku süresinin uzaması, gündüz uyuklama ve uykuda ortaya çıkan anormal durumlar olarak özetleyebiliriz.”UYKUSUZLUK TİPLERİ
Uykusuzluk; uykuya dalamama, uykunun bölünmesi ya da erken uyanma biçiminde ortaya çıkabiliyor. Uykusuzluğun bir belirti olduğuna işaret eden Dr. Nalan Ertaş, “Uykusuzluk; psikiyatrik, tıbbi hastalıklar ya da spesifik uyku bozukluklarıyla birlikte görülse de çoğunlukla psikiyatrik ve psikofizyolojik kökenlidir” diyor ve devam ediyor:
“Uyku süresinin uzaması, sabah kolaylıkla uyanamama ve gündüzleri uyuklama durumudur. Bu hastalar, uygun olmayan ortam ve koşullarda, örneğin araç kullanırken, okulda, işyerinde, sosyal etkinliklerde uyuyakalırlar. Daha uzun süre uyumakla bu yakınmaları düzelmez; sabah yorgun uyanırlar, bir konuya yoğunlaşmakta ve dikkatlerini sürdürmekte zorluk çekerler. Sebepler arasında uyku apneleri, narkolepsi, birçok psikiyatrik, medikal ve nörolojik hastalık, ilaç ya da alkolün kötüye kullanımı sayılabilir.
Uykuda ortaya çıkan anormal durumlar arasında, uykuda yürüme, konuşma, kabuslar görme, gece işemesi, diş gıcırdatma, REM uykusunda davranış bozukluğu, periyodik bacak hareketleri, uykuda epileptik nöbetleri görmek mümkün.”
UYKU APNESİ
Uykuda soluk kesilmesi olarak tarif edilen apne hastalığının görülme sıklığı yüzde 1-10 arasında değişiyor. Uyku-apne hastalığı erkeklerde kadınlara oranla 10-20 kat daha fazla görülüyor. Dr. Nalan Ertaş, uyku süresinin uzaması ve gündüz uykululuğun en sık nedeni olan uyku-apne hastalığının normal kilosunun üstünde, ileri yaşlarda, üst solunum yollarında problemleri olanlarda, erkeklerde, menopoz sonrası kadınlarda ve ailesel yatkınlığı olanlarda sık görüldüğünü belirterek şunları söylüyor:“Uyku apnesi kandaki oksijen miktarını azalttığı için beraberinde kalp hastalığı, yüksek tansiyon, cinsel işlev bozukluğu gibi birçok soruna neden olabilir. Uykuda diş gıcırdatma, yürüme, konuşma, kabuslar, gece işemesi gibi uykuda ortaya çıkan anormallikler ergenlik çağındakilerde, ailesel yatkınlığı olanlarda ve psikolojik etkenlere bağlı olarak görülür. Bu yakınmalar seyrek olmayarak uykuda ortaya çıkan epilepsi (sara) nöbetleri ile karışır. Çünkü bazı sara tipleri yalnızca uyku sırasında kendini gösterir. Uykuda periyodik bacak hareketleri hastalığı kansızlık, üremi, şeker hastalığı, hormonal düzensizlikler, bel ve boyun fıtıklarında daha sık görülüyor.”
TANI YÖNTEMLERİ
Uyku bozukluğunun birçok farklı tipi olduğu için hastanın ayrıntılı bir biçimde değerlendirilmesi gerekiyor. “Uykusuzluk problemi olanların bazılarında, uyku süresi uzamış olanların ise büyük çoğunluğunda uyku laboratuvarında polisomnografik inceleme yapmak gerekir” diye konuşan Dr. Nalan Ertaş, “Polisomnografi, beyin dalgaları (EEG), göz hareketleri (EOG), bacak ve çene kasından EMG, EKG, horlama sesi, ağız-burun, göğüs ve karından solunum hareketleri, kandaki oksijen yoğunluğu ve yatış pozisyonu verilerinin en az altı saat süreyle bilgisayar ortamında kaydedilmesinden oluşur. Bu biriktirilen verilerin değerlendirilmesi ile uyku bozukluğunun nedeni aydınlatılır” diyor.TEDAVİDEKİ BAŞARI
Tanı konulduktan sonra uyku bozukluğunun tipine göre tedavi planlanıyor. Geçici ve kısa süreli uykusuzluklar ile kronik uykusuzluklarda tedavi yaklaşımı farklılık gösteriyor. Geçici ve kısa süreli uykusuzluklar hipnotik ilaçlar ve davranışsal tekniklerin uygulanması ile düzeltilebiliyor. Dr. Nalan Ertaş uyku bozukluğu tedavisinde çok yönlü yaklaşımın önemine işaret ediyor:
“Uyku poliklinikleri kulak-burun-boğaz, nöroloji, psikiyatri, göğüs hastalıkları ve iç hastalıkları bilim dallarından biri ya da birkaçını ilgilendiren uyku bozukluklarına çok yönlü bir yaklaşımın yapılabildiği yerlerdir. Gerektiğinde hasta bu bilim dallarından birine yönlendirilerek tedavisi sağlanır. Uyku-apne hastalığında uyku polikliniği, kulak burun boğaz bilim dalı ile yakın iletişim içinde çalışılır. Polisomnografi sonucuna göre hasta değerlendirilerek tedaviye karar verilir. Tedavide geniz, yumuşak damak, dil kökü gibi üst solunum yolları üzerinde bulunan anatomik bozuklukların cerrahi yöntemlerle düzeltilmesi, ağız içi araçların kullanılması ya da basınçlı hava üfleyen maskelerden yararlanılır. Uykuda görülen konuşma, yürüme ve anormal davranışların epilepsi nöbetlerinden ayırdedilebilmesi için poligrafik uyku vazgeçilmez bir incelemedir. Epilepsi tanısı konulmuş ama tedaviye iyi yanıt alınamamış hastalarda da uykuda EEG incelemesi yapılması daha iyi bir tanı ve tedavi yaklaşımı sağlar. Parasomniler genellikle iyi huylu durumlardır ve bunlarda seyrek olarak ilaçla tedavi gereklidir.”
SAĞLIKLI BİR UYKU İÇİN…
Yatak odanızda sessizliği sağlayın.Rahat ve geniş bir yatakta yatın.
Uykunuz gelmeden yatmayın.
20 dakika içinde uykunuz gelmezse kalkın.
Aynı saatte yatıp aynı saatte kalkın.
Saat 19.00’dan sonra çay, kahve ve kola tüketmeyin.
Akşam ağır egzersiz yapmayın.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler