Ağızdaki Taşın Hikmeti


Birgün hazret-i Ebu Bekir 'r.a.', hazret-i Fahr-i âlem seyyid-i veled-i âdem Nebiyyi muhterem ve habibi mükerremin 's.a.v.' huzur-ı şeriflerinde, se'âdetle otururlarken;

Bir bedbaht kötü huylu kimse; bir edepsizlik edip, Ebu Bekre dil uzatıp, yakışıksız sözler söyledi. Hazret-i Server-i kâinat; o edepsiz, Ebu Bekre edepsizlik etdikce; bir şey söylemez, ba'zan da tebessüm eder idi.

Hazret-i Ebu Bekr; o bedbaht ve edepsizin edepsizliği haddi aşınca; zarûrî olarak gadaba gelip, birkaç söz söyleyince; hazret-i Fahr-i kâinat, se'âdetle ve devletle yerinden kalkıp, gitti. Hazret-i Ebû Bekr 'radıyallahü te âlâ anh' Sultan-ı Enbiyanın ardına düşüp, yetişti ve dedi ki:

- Yâ Resulallah! Niçin, bir hayâsız, edepsizlik edip, gönül incitirken, susu, bir şey söylemediniz. Şimdi, ben ona söyleyince, kalkıp, gittiniz; sebebi nedir.

Hazret-i Fahr-i kevneyn ve Resul-i sakaleyn 's.a.v.' buyurdu ki:

- Ya Sıddık! O hayâsız ve bedbaht sana dil uzatmağa başladığı zemân, Allah te âlâ bir melek gönderdi ki, o kimseyi karşılayıp, kovacak idi. Sen, hemen gadaba geldin; söylemeğe başladın. O melek gidip, yerine iblis geldi. İblis-i la'înin olduğu yerde, ben durmam.

Hazret-i Ebu Bekr-i Sıddîk 'r.a.' ondan sonra, vakitli vakitsiz söz söylememek için, mübarek ağzına bir taş koyar idi. Ne zaman söz söylemek lazım gelse, evvela fikir ederdi. Bir söz söyleyeceği zemân, o sözü kendi kendine nice zemân düşünür, tefekkürden sonra, mubârek ağzından o taş parçasını çıkarıp, ne söz söyleyecek ise söyler idi. Sonra o taş parçasını mubârek ağzına alıp, tespih ve tahlil ile meşgul olurdu. Kimseye, hayırdan ve şerden dünya kelamı söylemez, eğer kat'î lazım ise ve çok efdal ise, söylerdi. Yoksa, gecede ve gündüzde tesbîh ve tehlîl ile meşgul idi.

Share

& Comment

0 yorum:

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkürler

 

Copyright © 2015 bilgido™ is a registered trademark.

Designed by Templateism. Hosted on Blogger Platform.