Gurbetlik garipliktir her zaman ,sıladan uzak insanın kendi topraklarından uzak yaşamasıdır gariplik bazen anlatamadıgımız derdimiz yaşayamadıgımız duygularla doludur gurbet,gurbet için yazılan binlerce türküler şiirler kaynagı gurbetten almıştır elbet,İnsanlar farklı amaçlar için düşer gurbet ufuklarına ,bazıları arar rızkını uzaklarda ,bazılarıda adanmışlık ugruna sevgi ugruna düşer yollara
Gurbetin zorlugunu yaşamayan bilemez tabii insanın sürekli kendini bir boşlukta hissetmesi bu diyarların insanı olmadıgını her etrafa bakışında anlamasıdır gurbet,bazen soguktur bazen çekilmez bazen bir yabancı insan gibi etrafa bakındırır ve anlamlandırılamaz duygulara sebep olur gurbet.
Gurbettte olan Gönül insanından bahsetmek istiyoruz,Gayesi İnsanlıga hizmet olan bu İnsanın vatanından uzak olması gurbetlik çekmesi herkesi üzdügü gibi bizleride üzmektedir,Vatanına aşık bir insan olan Muhterem Hocaefendinin bu gurbet hasretliginin bitmesini canı gönülden istiyoruz.
Sizlere Güzel bir Şiirle Yazımıza Son veriyoruz...
Aşk ve Vuslat
M. Fethullah Gülen
Şahlanırken doludizgin mavi hülyâlarla,
Duyar Cânân’ı rûh sihirli râyihalarla.
Sardıkça her yanı o füsunlu hâtıralar,
Köpürür dalga dalga vuslat tüten duygular...
Uzaklaştıkça kendine âit sahillerden,
Ağarır az ötede ufuk, ağarır birden...
Derken sarar her yanı Mâşuk’un câzibesi.
Duyulur tasavvurlar üstü sihirli sesi...
Varlık aşkla gürleyen bir mûsikî kesilir,
Gittikçe düğüm düğüm bir âleme erilir.
Artık her yerde o sırla gezer ki, büyülü,
Her manzarayla tüllenir Cânân’ın kâkülü...
Hislerde işveyle tüten bir üslûp duyulur
Ve insan uhrevîliğe sırlı bir yol bulur.
Düşünceleriyle hummâlı, rûhu pür neş’e,
Ziyâ püskürür, fecrin tepeleri peş peşe...
Rüyâ gibi bir iklime erilir ki; eşsiz,
Füsûnuyla kuşatir bir haz, her yani sessiz.
Donakalir, sari güller gibi alninda ter;
Sonra da bir işiga erer ve her şey biter...
Solar bütün renkler; yeşil, mavi, pembe ve mor,
Mekân "lâ mekân" olur, zamanin nabzi durur.
Dökülür karanfil, yasemin, erguvan, zambak,
Menekşe, papatya, lâle ve gül yaprak yaprak.
Görülen bu rüyâ bitince her yan agarir,
Rûh da, vuslata ereceği rıhtıma varır...
Anlar o zaman gâyenin Allah olduğunu;
Duyar, var olmanın zevkini duyanlar bunu...
Ay Yüzlü
M. Fethullah Gülen
Ay yüzlüm, apaçık sözlüm rûhum Sana kurban;
Gönlüm Sana hayran!
Nergis bakışlarının te’siri ne de yaman!
Sultânım el amân...!
Bak sînemde bir ok var, derûnumda bir acı,
Sen’dedir ilâcı...
Ey varlığı nûr, dünyâsı sürûr, sözü Kur’ân!
Her derdime derman...
Pür âteşim birakma beni hicranda zinhâr!
Rûhumda âh u zâr...
Hem mahzûn, hem de perişan derdlerle kivrandim;
Kapina dayandim!
Bilmem başka ocak, başka ateş, Sana yandim;
Sen’inle uyandım.
Ey dünyâya arşdan gelen nûr, ey meh-i tâbân!
Aydınlattı ziyân...
Hayâlimle gezip yine dîdârını andım;
Aşkınla kıvrandım.
Ey taptâze gül, kâkülü anber, saçı reyhân!
Câziben ne yaman!
Görmemiştir cihânda gözler Sen gibi dilber...
Güneşlerden enver...
Aç lütufla bağrını aç ki kıtmîr kulundur!
Dergâhın uludur...
Deryalar gibi kereminden bir katre ihsân,
Ey gönlüme Sultân!
Lütfeyle ne olur bildiğim başka kapı yok!
Derdim herkesden çok.
Gönlüm Sana hayran!
Nergis bakışlarının te’siri ne de yaman!
Sultânım el amân...!
Bak sînemde bir ok var, derûnumda bir acı,
Sen’dedir ilâcı...
Ey varlığı nûr, dünyâsı sürûr, sözü Kur’ân!
Her derdime derman...
Pür âteşim birakma beni hicranda zinhâr!
Rûhumda âh u zâr...
Hem mahzûn, hem de perişan derdlerle kivrandim;
Kapina dayandim!
Bilmem başka ocak, başka ateş, Sana yandim;
Sen’inle uyandım.
Ey dünyâya arşdan gelen nûr, ey meh-i tâbân!
Aydınlattı ziyân...
Hayâlimle gezip yine dîdârını andım;
Aşkınla kıvrandım.
Ey taptâze gül, kâkülü anber, saçı reyhân!
Câziben ne yaman!
Görmemiştir cihânda gözler Sen gibi dilber...
Güneşlerden enver...
Aç lütufla bağrını aç ki kıtmîr kulundur!
Dergâhın uludur...
Deryalar gibi kereminden bir katre ihsân,
Ey gönlüme Sultân!
Lütfeyle ne olur bildiğim başka kapı yok!
Derdim herkesden çok.
0 yorum:
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkürler